Fatih Terim Fonu’nda Son Dakika Gelişme

Fatih Terim Fonu’nda Son Dakika Gelişme Fatih Terim Fonu olayında bomba ilerleme. Seçil Erzan korktuğu ismi açıkladı Fatih Terim Fonu olayında bomba ilerleme. Seçil Erzan korktuğu ismi açıkladı Bankacı Seçil..

Fatih Terim Fonu’nda  Son Dakika Gelişme
Yayınlanma: Güncelleme:

Fatih Terim Fonu’nda Son Dakika Gelişme

Fatih Terim Fonu olayında bomba ilerleme. Seçil Erzan korktuğu ismi açıkladı

Fatih Terim Fonu olayında bomba ilerleme. Seçil Erzan korktuğu ismi açıkladı
Bankacı Seçil Erzan’ın yargılandığı İstanbul 41. Ağır ceza mahkemesi duruşma tutanakları meydana çıktı. Seçil Erzan, Fatih Terim fonunda ilk defa korktuğu ismi açıkladı. Bomba ilerlemeyi Patronlar Dünyası meydana çıkardı.
Banka şube müdürü Seçil Erzan’ın, yüksek kar vaadiyle tanınan isimleri sahibi olan “Yüksek Karlı Gizli Fon” adı altında düzenlediği iddia edilen dolandırıcılık davasında bomba bir ilerleme yaşandı.

12 Ocak Ayı 2024’teki ikinci duruşma görüldü. Duruşmada bankacı Seçil Erzan ilk defa korktuğu ismi açıkladı. Görüşmenin detaylarına Patronlar Dünyası ulaştı.

41. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya sanıklar Seçil Erzan, Asiye Öztürk, Atilla Yörük, Nazlı Can hazır bulundu. Müştekiler Volkan Bahçekapılı, Buse Terim Bahçekapılı, İsmail İbrahim Çağlar, Burhan Taşpolat, Evrim Pınar Güzel, Bülent Çeviker, İnci Çeviker, Mert Zeydanlı, Uğur Gözaçan, Nurettin Gözaçan, Terim Arıcan ve Ömer Kahraman katıldı.

GÜNDEME BOMBA GİBİ DÜŞEN MAHKEME TUTANAKLARI

Mahkeme Başkanı: Geçen celse sizin savunmalarınızı aldık ama siz devamlı olarak bize önümüzdeki celse hazırlanacağım dediğiniz amacıyla şimdi sizi gene dinleyeceğiz. Size bizim ve mahkeme kurulu olarak bizim Savcı bey’in ve avukatların da bir grup soruları olacak.

2 adet daha dosya birleşti. Mert Zeydanlı, Deniz Güzel ve Nuray Şengüler ile alakalı olarak. Size iddianameler tebliğ edildi. Bu Nuray Şengüler ile başka iddianame tebliğ edildi. Okudunuz, bilgi sahibi oldunuz. Biliyorsunuz dosyayı.

SANIK SEÇİL ERZAN : Evet.

MAHKEME BAŞKANI : Baştan itibaren bu olayların nasıl başladığını, bu duruma nasıl yaklaştığını bize ayrıntısıyla anlatırsanız sizi dinliyoruz evet.

“1 MİLYON TL BİR YAKINIMIN TESLİM ETTİĞİ PARAYDI”

SEÇİL ERZAN : Tamam. Önce çok kısa ben 2000 senesinde Denizbank Çorlu Orion Şubesinde işe başladım. 2010 senesine kadar 2010 Temmuz ayında da 3’ncü Cadde Bahçeşehir şube’de şube müdürü olarak görevime başladım.

2010 Temmuz ayından 2011 Kasım sonuna kadar da Bahçeşehir Şube’de şube müdürü olarak devam ettim. 2011 Kasım’da Florya şube’ye başladım ve daha daha eskiden de bahsettiğim gibi benim Bahçeşehir şubedeyken bir müşterinin bir kaç gün içersinde çok ciddi bir para kazandığını gördüğüm devrede 1 milyon TL gibi bir para kaybettim.

Bir yakınımın teslim ettiğim bir paraydı bu. Benim değerlendiğim bir paraydı. Daha sonra Kasım ayında Florya şube’ye geçtiğimde..

MAHKEME BAŞKANI : Yıl kaç?

SEÇİL ERZAN : 2010 Temmuz’la 2011 Kasım arasında

MAHKEME BAŞKANI : 2010 Temmuz’la 2011 Kasım arasında

SEÇİL ERZAN : Evet, evet.

MAHKEME BAŞKANI : 1 milyon para kaybettin

SEÇİL ERZAN : Evet, evet

MAHKEME BAŞKANI : Bir yakınınız size teslim ettiği.

SEÇİL ERZAN : Evet. Ben o spekületif bir kağıtmış, bilmiyordum anlamıyordum. Bir kaç günde bu tür insanlar para kazanmışlardı. Hatta benimle eş güdümlü bir kaç adet şube müdürü arkadaşım da almıştı o kağıttan.

Ve bir anda o parayı çoğalıp birileri çektiler ve bizim o bölgeye yatırdığımız paralar bir anda eridi bitti. İşte tahta kağıdı deniyormuş. Ondan sonra onunla alakalı insanları cezalandırdılar. O devrede ben o parayı kaybettim.

Sonra 2011 Aralık’da Florya şubeye başladığımda o kaybettiğim parayla alakalı tamamlama onu yerine koymam gerekiyordu. O devrede çok tesadüfü bir şekilde bizim 2004 senesinde babamın aldığı Bozcaada bir arsa vardı ve onun inşaat işini yapan Metin Taş diye bir usta vardı ve ben onu Çorlu’da çalıştığımız şubede krediler kullanıyordu.

Bütün şube tanıyordu. İstanbul’da şubeye kredi çekmek amacıyla geldiği vakit yani benim şubeme kredi çekmek amacıyla geldi. Onunla karşılaştığımda tesadüfü bir şekilde Faktoring yaparak bana yardımcı olma ihtimalini hususştuk.

Ben bu tür bu tür ona hali anlattım ve onun yaptığım faktoring’le ama şu şekilde bir hal oldu o devrede. O örneğin gereksinimi olan 100.000 TL idi, 100.000 TL’nin 70.000’nini kendisi alıyordu 30.000’nini bana veriyordu ama o faktoring’in maliyetini ve borcunu da bana ödettiriyordu.

Öyle bir uyuşma yapıldı o anda. Çünkü ben çok paniktim o para kaybedildiği amacıyla.

MAHKEME BAŞKANI : Yani faktoring dediğiniz faizle para çekme mi?

SEÇİL ERZAN : Hayır faktoring çek, çeki getiriyorsunuz

MAHKEME BAŞKANI : Ha çek getirdi.

SEÇİL ERZAN : Çek fatura karşılığı o çek kırılıyor.

MAHKEME BAŞKANI : Çek karşılığında 100.000 lira alıyor.

SEÇİL ERZAN : Evet ama onun 70.000 Lirasını kendisi alıyor kendisi harcamalar amacıyla. 30.000 Lirasını bana veriyor. Ancak o faktoring’in 130.000 Lira olan ödemesini ben ödüyorum.

Yani hem banka maliyetine katlanıyorum hem de onun aldığı paranın maliyetine de katlanıyorum. Orda bu tür bir Metin Taş amacıyla kredi çekildi sonra…

MAHKEME BAŞKANI : Siz mi öneri ettiniz bunu?

“ATİLLA BALTAŞ’TAN YARDIM İSTEDİM”

SEÇİL ERZAN : Esasında bana yardımcı olacağını, ben sana bu tür yardımcı olurum dedi. Biz onla sohbet esöylüyorduk o devrede. Ben yani bana faktoring yap demedim ona öyle bir talebim olmadı. O devrede birkaç faktoring yapıldı.

Yani çek getirdi, çek kırıldı, ben onun ödemelerini yaptım. Ve orda onun kötü niyetli bulunduğunu anladım. Yani ben evet o başka yönü kazanıyordum, toparlıyordum ama onu da faiz ödüyordum. Sonra bu kağıtla alakalı hem de Metin Taş o devrede bir kredi çekti.

Erkek kardeşinin adına kredi çekildi. Benim Florya’da babaannemden kalma bir evimiz vardı onu satış yapıp gösterdik. Konut kredi taksitlerini ben ödedim. Nakit para gereksinimi vardı zira parayı çoğaltmam gerekiyordu, prosedür yapmam gerekiyordu.

O kredinin taksitlerini de ben ödedim, o parayı ben aldım. Öyle bir aramızda bana borç verdi, kredi kullandırdı, ben onun ödemelerini yaptım. O spekületif kağıdın bu prosedürü yapan insanların bulunması ile alakalı de Florya şubeye bizim Van kahvaltı salonları diye tanımladığımız müşterilerimiz geliyordu.

MAHKEME BAŞKANI : İsim?

SEÇİL ERZAN : Atilla Baltaş.

MAHKEME BAŞKANI : Evet.

SEÇİL ERZAN : Ben Florya’da hiç kimseyi tanımıyordum yani Çorlu’dan gelmiştim 2010 Temmuz ayında Bahçeşehir’e gelmiştim. İstanbul’da kuzenlerim, teyzemler, amcamlar oturuyordu ama yani öyle bir tanıdığım insanlarda yoktu.

O civar, o çevresi biliyordu yani, İstanbul’u tanıyorlardı. Onları bir de çok bu tür arkaları kalabalık, doğulu bir aileydi. Bu insanları bulurlar ve mağdur edildiğim amacıyla yardımcı olurlar diye bir yardım istedim Atilla Baltaş’tan.

MAHKEME BAŞKANI : Bu arada Metin Taş’dan aldığınız paraları değerlendiriyor muydunuz?

SEÇİL ERZAN : Evet, evet tabi yani ben al sat yapıyordum, döviz al, sat yapıyordum, halka arzlar vardı onlara giriyordum orda para değerleniyordu benim hesabımda değerleniyordu, özel bankacılıkta değerleniyordu.

O zararı kurtarabildim o devrede. Zararın bir bölümünü kurtarabildim gerçekten Metin Taş’ın bana yardımlarıyla. Çünkü şeyde aynı vakitte da faiz yüküne girmiştim onu ödüyordum. Sonra bu Atilla Baltaş’tan bu hususta destek istediğimde o bir şekilde bana yardımcı olamadı.

Yaparız, ederiz, buluruz, ben tamam yapabilirim bu iş, biliyorum ben o insanları bulurum diye. Kimler bulunduğunu da duymuştum ben o vakit gazetelerde falan da çıkmıştı. Sonra bana o hususta yardımcı olmadı.

 

MAHKEME BAŞKANI : Atilla Baltaş’dan namacıyla yardım istediniz ?

SEÇİL ERZAN : İşte o insanları bulmasını istedim.

MAHKEME BAŞKANI : Hangi insanları?

SEÇİL ERZAN : Hatek o spekületif kağıdı batıran tahta yapan insanları bulup hangi hususşsun etsin burda boşu boşuna onlar paralarını almışlar ben para kaybetmişim 1 milyon TL. O insanlarla hususşup yardımcı olsun diye ben yardım istedim. Para husussu ile alakalı yardım istemedim ondan.

“ŞUBE MÜŞTERİSİ 18 YAŞINDA BİR KIZI GÖRÜP O KAĞIDA GİRDİM”

MAHKEME BAŞKANI : Yani belli şahıslar vardı, tanınan şahıslardi şunlar bu kağıdı batıran biliyordunuz yani kim olduklarını.

SEÇİL ERZAN : Evet evet gazetelerde falan kimler bulunduğu çıktı. Hatta çok özür dilerim keriz silkeleme operasyonu diye çıktı. Bir sürü insanlar dolandırılmış o devrede. Ben de çok tesadüfü bir şekilde hani benim şubemde yapılmış.

18 yaşında bir kız, 200.000 TL’si 3 günde 1.200.000-2.000.000-3.000.000 olmuştu. Sonra 2 milyon TL’yi çekip gitmişti ama bizim yatırdığımız para birkaç şube müdürü arkadaşımın da öyle parası batmıştı birlikte görüp girmiştik ona.

Bilmiyorduk öyle bir prosedür bulunduğunu. Ben o vakit spekülatif kağıt ne demek o vakit esasen gördüm, öğrendim ve korkuyordum bu tür şeylerden. Ondan sonra daha çok korkmaya başladım.

MAHKEME BAŞKANI : Bunların hepsi düzenin içersinde oluyor tabi.

SEÇİL ERZAN : Tabi tabi her şey düzenin içersinde, sistem dışında olan

MAHKEME BAŞKANI : Banka düzenin içersinde oluyor şunlar.

“ATİLLA BALTAŞ’TAN KAYBETTİĞİM KAĞIDIN TAHTASINI OYNATANLARINI BULMASINI İSTEDİM”

SEÇİL ERZAN : Evet evet normal. Atilla Baltaş’dan istediğim destek benim o insanları bu kağıdı tahtasını oynatan insanları bulup hani bu mağduriyeti söyleyip bir şekilde bu paranın geri alınmasıydı, ana paranın geri alınması husussu ile alakalı destekti.

Bu olmadı, yapamadı. Ancak o devrede bana şu şekilde bir destek verdi. Birkaç arkadaşından borç aldı bana verdi. Eve bir kredi kullandı, o kredinin taksitlerini de ben ödedim. O kredinin taksitlerini ödeyerek ben o zarar edilen kağıdın parasını kurtardım, toparladım bitti.

Ancak gene Atilla Baltaş’a ve evet o devrede kimseye borçlanmamıştım bitmişti. Bunu ve babaannemin o Florya’daki evini sattım bu arada başka kredi faizlerini ödemek amacıyla, anca toparlayabildim onu. Sonra o devreye kadar 2013’e kadar hiçbir şey yoktu ben normal hayat

MAHKEME BAŞKANI : 2013?

SEÇİL ERZAN : 2013’e geldik hiçbir şey yoktu o devrede. Çalışıyordum yani güzel bir şubeydi, Galatasaray’la çalışıyorduk. Ben devraldığımda teftiş puanı çok kötüydü. Üzerime bankanın yüklediği hani sana güveniyoruz, sen her yönü, hem Galatasaray yönünı hem de başka müşterilerle olan temasleri iyi tutacaksın, bu şube çok iyi yerlere ileriki gibi hedeflerde verilmişti bana. 2013 senesinde kuzenim teyzemin oğlu Tanın Yılmaz Yalova’daki 200 bin TL’lik biriktirerek aldığı gayrimenkülünü benim şubeme geldi hesap açtırdı ve bir vadeli mevduat prosedürü yaptık.

Bu 200 bin TL vadeli mevduat prosedürü normal vadeli mevduata aylık faizlerle devam ettirdik sonra bu 200 bin TL’yi eşine ticari faaliyetlerinde kullansın diye geri alınmak şartıyla verdi iade etti bu parayı.

MAHKEME BAŞKANI : Bir dakika. Parayı çekti eşine mi verdi?

SEÇİL ERZAN : Evet. Parayı çekti hesabından eşine verdi.

MAHKEME BAŞKANI : Elden?

SEÇİL ERZAN: Sanıyorum elden, hatırlamıyorum yani. Ya da tranferdir tam hatırlamıyorum onu. Ve bu parayı eşi bir ticaretinde kullandı, bir borçlanmaları vardı onu ödediler. Kendi ailesinin şirketiyle olan bir ödemesinde kullandı.

Ve bu para daha sonra 200 bin TL bana 93.000 ya da 93.500 Euro olarak benim hesabıma o kuzenimin eşinin vatandışındaki şirketinden benim hesabıma geldi.

MAHKEME BAŞKANI : Neden?

SEÇİL ERZAN : Onu anlatacağım. Benim hesabıma gelmesinin namacıylai şuydu; şimdi bankalarında özel bankacılıkları var bir de normal şubeleri var. Özel bankacılıkta belli bir tutarın üzerindeki mevduatlara daha yüksek faiz veriyorlar ve daha türev prosedürler yapıyorlar faiz getirisi daha çok oluyor ve 93.000 Euro bu özel bankacılık amacıyla ideal bir rakam değildi. Bunun amacıyla benim hesabımda da bir oran para vardı ama gene özel bankacılıkta kullanılması amacıyla ideal bir para değildi yani yeterli bir oran değildi.

MAHKEME BAŞKANI : Yani onun üstüne 93.000 Euro geldi. Özel senin hesabının üstüne mi geldi 93.000 Euro ?

SEÇİL ERZAN: Evet ama benim paramda 93.000 Euro değildi, 30.000-40.000 Euroydu. O kadar çok bir param yoktu benim. Bu 93.000 Euro’nun benim hesabıma gelmesinin namacıylai benim özel bankacılıkta bu prosedürleri bu 93.000 Euro şube müdürlerinin özel bankacılıkta bu parayı değerlendirme yetkisi de vardı.

Kendi adına ya da kendi şubesinde özel bankacılığın verdiği fiyatlamayı aynı şubede de verebiliyorduk. Telefonla onların yaptığı prosedürlerini benzerini yaptırtabiliyorduk biz.

MAHKEME BAŞKANI : Tamam ama bu giriyorum araya bu bankanın kendi sistemi içersinde disiplini gerektiren ya da yasak olan bir prosedür değil miydi?

SEÇİL ERZAN : Değildi, değildi şube müdürleri bunu yapabiliyordu. Yani 50.000 TL’si olan da özel bankacılıkta parasını değer

MAHKEME BAŞKANI : Kendi parası olunca tamam da başkasının sizin adınıza para yatırmasını diyorum.

SEÇİL ERZAN : Başkasının benim aşamaya para yatırmasında bankacılıkta yasak olan bir şey değil de çok da aleni bir şekilde yapılmıştı. Kuzenimin eşi bana 93.000 Euro’yu bana göndermişti. Yani evet müşterilerden borç alacak temasına girmek disiplin suçuydu ama bu anlatılamayacak bir şey değildi yani altında hiçbir şey yoktu.

Bu para benim hesabıma geldi. Hatta ben onu teftişe de söylemiştim kuzenimin parasını biz değerlendiriyoruz diye o devrede. Çünkü teftiş husussu ile alakalı da çok hassastım, söylemem gereken şeyleri de söylüyordum. Hiçbir şey yasak değildi her şey normaldi.

Bu para geldi, bu parayı Tanın o devrede biriktirmek istiyordu. Ben de arttırıyordum. Özel bankacılıkta değerlendirdim işte halka arzlara giriyorduk, döviz alsat yapılıyordu para özel bankacılıkta nasıl prosedür yapılıyorsa benzeri ben orda normal şekilde yapıyordum.

MAHKEME BAŞKANI : Sistem içersinde

SEÇİL ERZAN : Evet sistem içersinde.

MAHKEME BAŞKANI : Ama hesap sen kendi hesabının

SEÇİL ERZAN : Benim hesabımda şunlar bilerek benim hesabıma gönderildi yani.

MAHKEME BAŞKANI : Anladım.

“EN BÜYÜK YATIRIMIM İŞİM DİYE DÜŞÜNÜYORDUM”

SEÇİL ERZAN : Evet, evet. Nazlı’da geldi bizim hayatımıza girdi. Nazlı’da çevresindan paralar alıp belli bir vakit sonra paraları değerlendirmeye başladık biz gene aynı şekilde.

Ancak Nazlı’da çevresindan aldı. İşte o da 50 alıp 70 verdi, 100 verdi bu tür bir aile içersinde, akraba içersinde bir para teması olmaya başladı.

Bu arada benim tek motivasyonumda bankada prosedürleri, bankada iyi bir şube müdürü olmak ve şubenin iyi yerlere gelmesiydi ve para husussu ile alakalı hususşmaktan da rahatsız olmaya başlamıştım.

Para vesair insanlar şey diyorlardı hatırlıyorum Seçil’i gördüğümüz vakit gözümüzün önüne dolar geliyor. Seçil para para gibi bu tür bir espri falan yapıyorlardı.

Ben paraya karşı bu tür bir bankada parayı görmek istemiyorum dediğim vakitler bile oluyordu. Şubedeki en büyük motivasyonum bankada daha iyi bir şube müdürü olmak ve yükselmekti.

Dolayısıyla şeydi yani Galatasaraylı futbolcular ve onun dışındaki bütün müşterilerle de 7-24 bütün şube, personel kesintisiz güzel hizmetler veriyorduk.

Yani bir şahıs kredi kartı şifresine gecenin bir yarısı unuttuğunda bizi arayıp, beni arayıp ben şube müdürü olarak müşteri hizmetlerinle onu görüştürtüp onun şifresini verdittiriyordum, hafta sonları çalışmaya gisöylüyorduk.

Normal bir şube performansından daha güzel performans gösteriyorduk. Bu hususta çok hırslıydım, çok istekliydim. İşim her şeyden çok kıymetli ve kıymetliydi. Benim en büyük yatırımımın işim bulunduğunu düşünüyordum hayatımda.

Böyle bir devreden geçiyorduk. Bu arada atladığım şeylerde olabilir. Bu faizler artmaya başlayınca Atilla Baltaş’tan ben hala da o kağıtla alakalı yardımcı olmasını istiyorum.

ANKARALI İŞ ADAMI EMİN’DEN GELEN 250 BİN DOLAR

Bul o insanları bulsun diye. O da bana dedi ki; bi 250.000 dolar para getirdi bana. Ben sana bu kağıdı buluyorum ama sen bu parayı al değerlendir.

Ama bankada değerlendir değil, istediğin yerde istersen Bozcaada’dan al, baban tarla alsın satsın. Hem o parayı sen kazanmış olursun hem de ben kazanmış olurum. Yatırım aracı olarak bir 250.000 dolar para verdi.

Bu 250.000 dolar parayı meğersem Emin abi dediği bir Ankara’daki bir iş adamından almış ve ben 3 ay, 4 ay sonra 250.000 dolar hani 270.000 dolar, 300.000 dolar olarak verilebilir düşüncesiyle aldım parayı 3 ayda 100.000 dolar, 100.00 dolar faiziyle bu insana ödemek mecburiyetinde kaldık ve ben hayır dediğim anda ikinci taksitten itibaren hayır bu bir ticaret ben ticaret yaptım bunun parasını ödemek mecburiyetindeyız…

MAHKEME BAŞKANI: Başta getirdiğinde ifade etti mi size, ben bu 250.000 doları sana veriyorum, sen bunu değerlendirecek ama her ay 100.000, 100.000 şu kadar ödeyeceğiz bu tür bir şey demedi mi?

SEÇİL ERZAN: Hayır öyle bir husus geçmedi aramızda. Daha sonra, daha sonradan ben öğrendim ben bunu.

Hayır dediğim vakit öğrendiğim bunun bu tür bulunduğunu. Hatta o devre şey 50.000-60.000 dolar, 40.000 dolar falan olsa yönetim ederiz gibi falan hususşuluyordu ama namacıylase insanlar bir anda bu tür mazerette şuydu hani ben bu 250.000 doları esasen kendi işimde 3 ayda 100.000 dolar değil 200.000 dolar kullanırım o vakit 200.000 dolar faiz yaparım kendi işimden.

Niye 100.000 doları kabul etmeme sebepleri de oydu. Hani verilmiş daha çok bi beklentiye giriliyordu.

MAHKEME BAŞKANI : Normalde esasen kazanırım mı söylüyordu o parayı?

SEÇİL ERZAN: Yani ben kendi yaptığım işte esasen bu 250.000 doları sen 100.000 veriyorsun ama ben 200.000 olarak faizini alırdım. Hani bu faiz değil gibi bir bu tür bi beklentiye giriliyordu. Bu arada benim ifade ettiğim her şey yüzde 100 doğru ve gerçek.

Benim bütün hayatım araştırılsa bu anlattıklarım dışında hiçbir şey çıkmayacak. Tek gerçek ve tek doğru olanlar şunlar esasen. Başından itibaren doğrularını anlatmaya çalıştım. Bankaya ilk görüşmemde de kim ne aldı, ne bitti anlatmaya çalıştım.

Savcılıkta da bir şeyler söylemeye çalıştım ama bir anda herşey oldu. Anlatamadım, esasen ben meramımı anlatamadım, neler bulunduğunu anlatamadım.

MAHKEME BAŞKANI : Evet devam edin vakitce.

SEÇİL ERZAN : Bu 250.000 doları biz 1 senede 3 ayda bir 100.000 dolar olarak ben o Emin bey denen şahsa Atilla Baltaş aracılığı ile ödemek mecburiyetinde kaldım, hiç tanımıyorum. Bi 400.000 dolar eksiye düşüldü.

MAHKEME BAŞKANI : Kaç para ödediniz bu Atilla Baltaş aracılığı ile Emin denen şahsa? X

SEÇİL ERZAN : 250.000 dolar alıp 3 ayda bir, 4 artı 400.000 dolar 650.000 dolar.

MAHKEME BAŞKANI : 3 ay sonra?

SEÇİL ERZAN : Hayır 1 sene sonra. 3 ayda 1, 4 defa 100.000 dolar.

MAHKEME BAŞKANI : 1 sene sonra toplamda 650.000 dolar verdiniz.

SEÇİL ERZAN : Evet.

MAHKEME BAŞKANI : 250.000 artı 3 ayda bir 100’er bin liradan 400 bin toplam 650.000 Dolar 1 sene sonucunda iade etmiş oldunuz.

SEÇİL ERZAN : Evet iade etmiş oldum. O devrede esasen sene kaç? 2019,2020,2020

MAHKEME BAŞKANI : 2019 mu, 2020 mi?

SEÇİL ERZAN : 2019 zira 2020’den 2020.

MAHKEME BAŞKANI : Evet peki siz nasıl yaptınız 250.000 dolar başkalarından mi arttırdınız?

“EKSİYE GİRDİM KORKU YAŞAMAYA BAŞLADIM”

SEÇİL ERZAN: Evet. O devreden kuzenlerimden aldığım işte Nazan’ın getirdiği, Hüseyin abinin getirdiği o paralardan ben o 250.000 doları ödedim. Orda ben bi eksiye girdim. Zaten Atilla Baltaş’ın bu Emin Bey’e ödenen 250.000, 400.000 doları ile bir eksi oluştu.

Ben yönetememeye başladım. O kadar hiçbir yerde hiçbir enstrümanda bu tür bir ürün yoktu, esasen bu tür bir ürün verilemezdi. Burda ve ödenmediği vakitte korkularım olmaya başladı. Yani şubeye gelinecek, rezillik çıkacak gibi o devre o korkuları yaşamaya başladım.

Daha sonra Atilla Baltaş bana ve ben çok sinirlendim. Bunu niye veriyoruz diye. Daha sonra bana kendi param diye gene bir 250.000 dolar ben bu sefer parayı toparlayıp yatırım yapıp ha burada örneğin Bozca adadan arsa da alıp satmıştı.

Ben babama para göndermiştim o faiz yükünü ödemek amacıyla. Ya da o faizleri ödemek amacıyla. Öyle prosedürlerde olmuştu. Birkaç adet arsa alınıp satılmıştı. 2021 senesinde

MAHKEME BAŞKANI : O arsalar kimin üstüne alınıp satıldı?

SEÇİL ERZAN: Babam kendi adına almıştı, kendi adına satmıştı. Bi yakınımız çıkabilir onlar babamın adına almıştı öyle hatırlıyorum. 2021 senesinde Atilla Baltaş bana bir 250.000 dolar daha getirdi. Bu 250.000 doları da getirdiğinde de kendi param diye getirdi.

Tamam ben bu kadar yüksek faizi ben değerlendirmek amacıyla hususştuğumuzda yaparız. İstersen kuzeninin kimya şirketinde kullan demişti örneğin. Ancak bu 250.000 doları daha sonradan benden 40 günde bir 100.000 dolar alıyor o 100.000 doları ben veriyorum 350 olmuş oluyor.

Onun ana parasından çıkan 150’yi de bana gene o 100.000 doları gene bi 40 gün sonra 350.000 dolar olarak veriyor. 350.000 doları 40 gün sonra ben gene ona 450.000 dolar olarak hem de bana bir liste vardı. Ben o listeyi istiyordum. Ne kadar, ne kadar ödenmiş diye tek tek

MAHKEME BAŞKANI : Niye bu tür bir şey yapıyordunuz?

“O İSMİ İLK KEZ AÇIKLADI: ÇOK CİDDİ KORKUYORDUM…”

SEÇİL ERZAN : Benim o devrede akıl tutulmam, akıl tutulması da değil yani korkuyordum, çok ciddi korkuyordum.

MAHKEME BAŞKANI : Atilla Baltaş’tan mı korkuyordunuz?

SEÇİL ERZAN : Korkuyordum… Çünkü dövizcinin parasını vermek mecburiyetindeyız. Bunlar Siirtli insan MAHKEME BAŞKANI : Dövizci kim?

SEÇİL ERZAN : Ben tanımıyorum. Dövizcinin parasını bulunduğunu da sonradan öğrendim.

MAHKEME BAŞKANI : Bir de Emirhan kim?

SEÇİL ERZAN : O Emirhan’da daha sonradan işte örneğin Emirhan’ı da tanımıyorum.

MAHKEME BAŞKANI : Emirhan Döner mi?

SEÇİL ERZAN : Efendim?

MAHKEME BAŞKANI : Emirhan’ın soyadı Döner mi?

SEÇİL ERZAN : Bilmiyorum gerçekten.

“ANKARA’DA NÜFUZLU BİR İSİM ‘EMİRHAN’”

MAHKEME BAŞKANI : Kim peki bu Emirhan? Konuşmalarda, whatsaap hususşmalarda da geçmiş

SEÇİL ERZAN : Emirhan, Atilla Baltaş’ın bir Ankara’da nüfuslu bir şahısymiş bu arada. Onun çok yakın çocukluk arkadaşıymış. Hatta bir danışmanlık hizmeti falan yapılmış Hazine Bakanlığında, öyle birisiymiş, kuvvetli birisiymiş, çiftçilik kredileri falan varmış, bütün bankalar çok iyi tanırmış, bilirmiş.

MAHKEME BAŞKANI : Evet devam et.

SEÇİL ERZAN : Öyle bir dövizcinin parası alındı ve 250.000 dolar veriliyor ben onu 125.000 dolar onun faizini veriyorum bana gene 350 veriliyor bu verdiği 350’yi bu sefer 575 olarak vermek mecburiyetinde kalıyorum. Ve ben 2 ay sonra 3 ay sonra ben bu parayı ödemiyorum ne yapıyorlarsa yapsınlar dediğim vakitte ve ödemedim de esasen yani ve parayı geri alma derdine düşbütün o devrede.

Hayır bu insanlar ilerikiler şu şekilde bir şey yapılmış o dövizciden para alınırken de Atilla Baltaş’a ait olmayan bir firma varmış Norm Ambalaj diye hatırlıyorum adını hatalı da söyleyebilirim. Notlarımda var doğrusunu hatalı ifade ettiysem düzeltirim, daha sonra da söyleyebilirim.

O firmadan kağıt alım satımı yapıyorum diye dövizciye Atilla Baltaş veriyor, kendisi bir sözleşme imzalıyor ve o paraları ödemek mecburiyetinde. Ben bu sözleşmeyi yaptım, bu bir ticaret. Esasında insanlara ben kağıt işi yapıyorum deyip parayı alıyor.

Ama öyle bir kağıt işi falan yok. Ve veremediği vakitte firmanın adına sözleşme imzalandığı amacıyla firma sahiplerine gidecekler diye de bana bu parayı ödettirmek halinde kaldığını ben sonradan fark ettim. O dövizciye de para ödendi. Ben Nisan’dan sonra o parayı ödemedim.

MAHKEME BAŞKANI : Nisan 2020 mi?

SEÇİL ERZAN : Nisan’da ödemişim Süleyman Aslan’dan alınan parayla ödemişim çıkardım burdan da hem de Süleyman Aslan’dan 2022’de bundan sonra 2021 bitti, 2022’lere geldik. 2022’deyiz ben o devrede Atilla Baltaş’ın dövizci yükünden kaynaklı ve işte çok çok faiz isteyen zorla değil ama

MAHKEME BAŞKANI : Ya şimdi Atilla Baltaş, ben şimdi şunu anlayamıyorum yani Atilla Baltaş size bir para getiriyor yüksek faizli siz bunu zorla ödüyorsunuz 1 senede. Zorla zorlanıyorsunuz anladığım kadarıyla

SEÇİL ERZAN : Evet.

MAHKEME BAŞKANI : Niye gene getirince alıyorsunuz?

SEÇİL ERZAN : Çünkü öbür yani başkasına faiz vermek mecburiyetindeyım. Orda açık oluşmaya başladı.

“BELLİ BİR SAATTEN SONRA SİSTEME PARA SOKAMADIM”

MAHKEME BAŞKANI : Peki siz bu paraları değerlendiriyor musunuz?

SEÇİL ERZAN : Değerlendirdim..

MAHKEME BAŞKANI : Hep sisteme sokuyor musunuz bu paraları?

SEÇİL ERZAN : Belli bir saatten sonra ben sisteme sokamadım para

MAHKEME BAŞKANI : Ne vakitten itibaren sistem dışı yapmaya başladınız?

SEÇİL ERZAN : Bu dövizci olayından sonra, dövizci olayından

MAHKEME BAŞKANI : Ya ne vakitten itibaren birisinden alıp ötekinin açığını kapatmaya başladınız? SEÇİL ERZAN : Emin abi prosedüründen 2019-2020’den itibaren öyle başladım.

MAHKEME BAŞKANI : Bu şey Atilla Baltaş’ın

“EMİN ABİ FAİZİ GİRMEYE BAŞLAYINCA PARAYI KURTARAMADIM”

SEÇİL ERZAN: Dövizci faizleri girmeye, ondan evvelceki Emin abi faizi girmeye başlayınca ben o parayı kurtaramadım.

MAHKEME BAŞKANI : O vakit sonrakinden alıp evvelcekini kapatmaya başladınız.

SEÇİL ERZAN : Evet, evet.

MAHKEME BAŞKANI : 2020’den itibaren?

SEÇİL ERZAN : Evet o dövizci olayı, 2020’den itibaren.

ERZAN İLE BALTAŞ ARASINDA 14 ŞUBAT MESAJLAŞMASINI DA PATRONLAR DÜNYASI YAZMIŞTI

Patronlar Dünyası daha evvelce Seçil Erzan’ın Atilla Baltaş’la aralarında temas bulunduğunu da ilk kez duyurmuştu

Seçil Erzan’ın kırık telefonunun onarılmasının sonrasında çıkan bulgular Atilla Baltaş ile olan yakınlığını da meydana koymuştu.

Erzan’ın tefeci olarak suçladığı Atilla Baltaş ile duygusal yazışmaları meydana çıktı.

Erzan, Baltaş’ın kendine Şırnak’ın Cizre ilçesine uçak bileti aldırttığını belirterek, müşterilerden yeni topladığı paralarla vatan dışına kaçırmak istediğini iddia etti.

Avukat Candaş Gürol ile evlilik hazırlığı içersinde olan Erzan’ın Baltaş’ı telefonuna “Ogün amca” diye kaydettiği meydana çıktı. 14 Şubat Sevgililer Günü’nde Erzan ile Baltaş arasında para yoğunluklu bir hususşma geçiyor.

“Bugün Sevgililer Günü yapma” diyen Erzan’a Baltaş, “En büyük hediyeyi verdin. En sonucunda bitirdin beni, çok sağ ol. Ben olmayacağım bundan sonra” diye cevap veriyor.

28 Şubat’taki yazışmalarda ise Erzan’ın devamlı Whatsapp’ta bulunduğundan rahatsız olan Baltaş kiminle hususştuğunu soruyor.

Arda Turan cevapını alınca bozuluyor. “Arda benim kardeşim gibi” diyen Erzan’a Baltaş “Seni severken diye” cevap veriyor.

Erzan’ın devamlı telefonda bulunduğundan şüphelenen Gürol da Fatih Terim’i kastederek, “Hocayla bir yakınlaşman oldu ben biliyorum” diyor.

İLK YORUMU SİZ YAZIN

Hoş Geldiniz

Üye değilmisiniz? Kayıt Ol!

Hemen Hesabını Oluştur

Zaten bir hesabın mı var? Giriş Yap!

Şifrenizi mi Unuttunuz

Kullanıcı adınızı yada e-posta adresinizi aşağıya girdikten sonra mail adresinize yeni şifreniz gönderilecektir.

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.